Ekonomi

Sıkılaştırma devam ediyor. TL için yeni düzenlemeler yolda.

Birol BOZKURT

Merkez Bankası sıkılaştırmaya devam ediyor. Son 5 toplantısında faiz oranını yüzde 8,5’ten yüzde 35’e çıkaran Merkez Bankası, dün aldığı faiz kararıyla faiz sıkılaştırmasında ne kadar kararlı olduğunu gösterdi. Bu kararla politika faizi yüzde 33 olan 2024 enflasyon varsayımının üzerine çıktı. Piyasaların beklentileri doğrultusunda faiz oranını 500 baz puan artıran Merkez Bankası, PPK metninde sadeleşme sürecinin ve TL’nin pay artışına verilen desteğin devam edeceği mesajını verdi.

“TL mevduatın payının artırılmasına yönelik adımlar devam edecek”

Duyuruda, Kurul’un, enflasyondaki düşüşün bir an önce sağlanması, enflasyon beklentilerinin sabitlenmesi ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması amacıyla nakit sıkılaştırma sürecinin devam ettirilmesine karar verildiği belirtilerek, üçüncü çeyrekte enflasyonun tahminlerin üzerinde seyrettiğine dikkat çekildi. yılın çeyreği.

Duyuruda, enflasyon görünümünde net bir iyileşme sağlanana kadar mali sıkılaştırmanın gerektiği zaman ve ölçüde kademeli olarak güçlendirileceği, Kurul’un mevcut mikro ve makro ihtiyati çerçeveyi enflasyonu artıracak şekilde basitleştirdiği belirtildi. Piyasa sistemlerinin işlevselliğini artırmak ve makro finansal istikrarı güçlendirmek.

Türk lirası mevduat payının artırılmasına yönelik ek adımlarla nakit transfer sisteminin güçlendirilmeye devam edileceğinin belirtildiği duyuruda şu ifadelere yer verildi; “Kurul, faiz artırımının yanı sıra nakit sıkılaştırma sürecini destekleyecek seçici kredi ve niceliksel sıkılaştırma kararları almaya devam edecek.

Enflasyon ve ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı ana hedefi doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. “Konsey, kararlarını öngörülebilir, bilgi odaklı ve şeffaf bir çerçevede almaya devam edecektir.”

KKM ve katılma hesaplarındaki düşüş devam ediyor

Döviz korumalı TL mevduat ve katılma hesaplarındaki tutardaki düşüş devam etti. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) haftalık bülteninde yer alan bilgiye göre, döviz korumalı TL mevduat ve katılma hesapları 3 trilyon 156 milyar TL’den 3 trilyon 70,2 milyar TL’ye geriledi. Aynı haftada krediler 10 trilyon 751 milyar TL’den 10 trilyon 446,1 milyar TL’ye düşerken, mevduat ise 13 trilyon 624 milyar TL’den 13 trilyon 749,8 milyar TL’ye yükseldi. Tüketici kredileri 1 trilyon 453 milyar TL’den 1 trilyon 446,1 milyar TL’ye, bireysel kredi kartları ise 977,6 milyar TL’den 964,2 milyar TL’ye geriledi. Takipteki alacaklar 169 milyar TL’den 169,7 milyar TL’ye yükseldi.

Bankacılık sektörünün mevduatı arttı

Öte yandan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından haftalık para ve banka istatistikleri yayımlandı. Buna göre, bankacılık sektörünün (bankalararası dahil) toplam mevduatı 13 Ekim’de sona eren haftada 138 milyar 131 milyon 713 bin lira artarak 14 trilyon 162 milyar 110 milyon 867 bin liraya ulaştı. Aynı dönemde bankalardaki TL mevduatlar yüzde 0,1 artışla 8 trilyon 11 milyar 7 milyon 247 bin liraya, döviz (YP) mevduatlar ise yüzde 2,1 artışla 5 trilyon 525 milyar 896 milyon 148 bin liraya yükseldi.

Geçen hafta bankalardaki toplam döviz mevduatı 208 milyar 325 milyon dolar seviyesindeyken, bu tutarın 175 milyar 427 milyon doları ülkede yerleşik bireylerin hesaplarında toplandı. Parite etkisinden arındırılmış veriler dikkate alındığında yurt içi yerleşiklerin toplam döviz mevduatı 20 Ekim itibarıyla 456 milyon dolar arttı.

Merkez Bankası rezervleri 126,1 milyar dolara çıktı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 20 Ekim haftasında bir önceki haftaya göre 1 milyar 627 milyon dolar artarak 126 milyar 125 milyon dolara ulaşarak 31 haftanın en yüksek seviyesine ulaştı. Buna göre, 20 Ekim itibarıyla Merkez Bankası’nın brüt döviz rezervleri 740 milyon dolar azalarak 82 milyar 567 milyon dolara geriledi.

Brüt döviz rezervleri 13 Ekim’de 83 milyar 307 milyon dolar seviyesindeydi. Söz konusu dönemde altın rezervleri 2 milyar 367 milyon dolar artarak 41 milyar 191 milyon dolardan 43 milyar 558 milyon dolara yükseldi. Merkez Bankası’nın toplam rezervleri 20 Ekim haftasında bir önceki haftaya göre 1 milyar 627 milyon dolar artarak 124 milyar 498 milyon dolardan 126 milyar 125 milyon dolara yükselerek 31 haftanın en yüksek seviyesine ulaştı.

Ekonomistlerden faiz yorumu

-Bahçeşehir Üniversitesi Mali Araştırmalar Merkezi Müdürü Prof. Dr. İbrahim Ünalamış: “TL likiditesini azaltacak adımlar görebiliriz”

Şu anda yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 68, bir yıllık enflasyon beklentisi ise yüzde 45. Geçtiğimiz hafta tüketici kredisi faiz oranları yüzde 60’ı, ticari kredi faiz oranları ise yüzde 50’yi aştı. Son PPK toplantısı öncesinde yaptığımız hesaplamalara göre finansal koşullar sıkı olarak tanımlayabileceğimiz seviyeye çok yakındı.

Son karar sonrasında oluşacak kredi faiz oranları ve finansal koşulların sıkı olarak tanımlayabileceğimiz bölgeye taşınacağını söyleyebiliriz. Öte yandan mevduat faiz oranlarında da düşüş görüyoruz. Piyasada TL likiditesinin bolluğu ve kredi talebinin azaldığı ortamda bankaların mevduat toplama iştahının düşük olması mevduat faiz oranlarını düşürüyor. Bu durum tasarrufu değil tüketimi desteklemektedir.

Yani yurt içi talebi azaltmak amacıyla kredi kanalı daraltılırken mevduat kanalında tam tersi bir durum yaşanıyor. Bu durumun önlenmesine yönelik adımların atılacağını MPC metnine eklenen yeni cümleden öğreniyoruz. Bu bağlamda önümüzdeki dönemde piyasada TL likiditesini azaltan değerler görebiliriz.

-Alnus Yatırım Araştırma Müdürü Volkan Dükkancık: “Enflasyonla mücadelede olumlu bir hamle”

Piyasa beklentisi 500 baz puanlık bir artış daha olacağı yönündeydi. Ancak borsanın ve şirketlerin faiz yükünü ciddi anlamda hissetmeye başladığı bu dönemde borsa için 250 baz puan daha makul olurdu. Atlanmasının mevcut politikalardan geri dönüş olarak algılanabileceği için istenmeyen bir durum yaratacağını düşünüyorum. TCMB bu kararla sıkı duruşunu koruyarak önceliğinin enflasyonla mücadele olmaya devam ettiğini ortaya koydu. Bu bağlamda piyasalar açısından tarafsız, enflasyonla mücadele açısından olumlu bir saldırı olarak değerlendiriyorum.

-Ekonomist Emrah Lafçı: “Yüzde 40’a doğru iki faiz artışı daha olacak”

Merkez Bankası beklentileri karşıladı ve faiz oranlarını 5 puan artırdı. Doğru yaptı. Başladığı işi bitirmeye kararlı olduğunu gösterdi. Bakan Şimşek’in açıklamalarından sıkı duruş sergileyeceğinin sinyalleri gelmişti. 2024 yıl sonu enflasyon varsayımı olan 33’ü aştık. Yüzde 40’a kadar bir iki faiz artışı daha olabilir. Bu adımların ekonomi üzerinde bir miktar soğutucu etkisi olacaktır. Dördüncü enflasyon raporu önümüzdeki perşembe günü yayınlanacak. Oradaki varsayım revizyonları daha değerli hale geldi. Daha sonraki kararlar için de ipucu olacaktır.

-Ata Portföy GMY Batuhan Özşahin: “Kararlı duruş piyasalar açısından olumlu”

Merkez Bankası, para piyasası komitesi toplantısında beklendiği gibi siyasi faiz oranının 500 baz puan artırılarak yüzde 30’dan yüzde 35’e çıkarılmasına karar verdi. Konsey, enflasyondaki düşüşe bir an önce devam edilmesi ve enflasyon beklentilerinin sabitlenmesi konusunda kararlı olduğunu belirtti. Bunu çok olumlu karşılıyoruz. Özellikle belirsizliğin ve jeopolitik risklerin arttığı bu dönemde merkez bankasının kararlı duruşunun devam etmesinin, önümüzdeki yılın makroekonomik politikaları ve dengelenmeleri açısından çok değerli ve olumlu olduğunu düşünüyorum.

-ASKON Lideri Orhan Aydın: “Yüksek faiz finansmana erişimi zorlaştırıyor”

“’Jeopolitik riskler enerji ve emtia fiyatlarını tetikliyor. Bu unsur dikkate alındığında faiz artışının enflasyonla mücadelede en güçlü silah olmadığı görülmektedir. Bu çaba içinde iç piyasanın hızla disipline edilmesi, yatırıma, aşırı üretime ve ihracata ağırlık verilmesi gerekiyor. Geleceğin güçlü Türkiye’sinin inşası mutlaka yatırıma, üretime ve katma değeri yüksek işlere bağlıdır.

2024 yılı enflasyon beklentilerinde bir düzeltme görebiliyoruz. Bu ortamda faiz artışları enflasyonla mücadelede pek etkin olamayacak gibi görünüyor. Yatırımın ve üretimin önünde büyük bir engel olan faiz, finansmana erişimi zorlaştırıyor, istihdamı engelliyor ve büyüyen ekonomimize el freni görevi görüyor. Enflasyonla mücadele elbette önemli. Ancak Türkiye’de yüzde 35’lik faiz oranı çok yüksek bir seviyeye ulaştı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu